Antidepresandanmi bilmiyorum ama bu aralar surekli ayağımı titiretir oldum. Neden yerinde değil suaralar bi yanlışlık hissiyeti doldu içime. Ne yapacağını bilmiyorum. Kendime soru sormaktan ve eskiye donmektende korkuyorum. Birini sevip sonrasında bu sevgi eksikliğinden yoksun olmakta acı veriyor. Sevgi bağımlılık yapıyormuş. O olmayınca hayat zor geçiyor. Şuanda bayaa kötüyüm aslında çözüm yolunu da bilmiyorum. Sanırım birazdan yatıcam. Belki uyursam bu durum diner diye umut ediyorum.
Yazı
( Bugün ilacı elimde kalmadığından dolayı kullanmadığım 4. Gun ve bugun bir kız arkadaşın benimle konuşması ardından ilacinda etkisiyle sinirlerin bosalmasiyla iyice halsiz kaldım ilaçlar bu noktada bir dususe geçirdi beni dayanma gücünü aldı ve zayıflattığını hissettim. Bu arada 105 kilo oldum ilaçları almaya başladıktan sonra bi 20 kilo kesin aldım. Metabolizmayı yavaşlatıyor. )
Yazı
Antidepresanı 4 gün almadım ve baş ağrıları oluştu hafiften baş dönmesi gerçekleşti. Kendimi boşlukta gibi hissettirdi yani sanırım uyuşturucu almış insanların boş bir gün geçirmesi gibi boş bir gün geçiriyormuş hissiyati vermeye başladı.
Yazı
Antidepresanı 4 gün almadım ve baş ağrıları oluştu hafiften baş dönmesi gerçekleşti. Kendimi boşlukta gibi hissettirdi yani sanırım uyuşturucu almış insanların boş bir gün geçirmesi gibi boş bir gün geçiriyormuş hissiyati vermeye başladı.
Bu seferde ilaç yazdırmaya gitmiştim ve ilacı yazdırırken şikayetlerde bulundum. Çok uykumu getiriryordu buda derse odaklanmayı engelliyor yine uyku düzenimi eskisi gibi düzgün uyuyabiliyor sabah erken kalkabiliyorum.
Yazı
Spotlight gerçektende güzel bir başyapıt olduğunu söyleyebilirim.Bir gazete firmasının papazlarının (din adamlarının) çocuk istimarını gün yüzüne çıkaran bir gazetecilik çalışmasını siyah perdeye aktarılmış çok güzel bir çalışma olduğunu söyleyebilirim.
Çocuk istismarının günümüzde de sıkça yaşandığını ve yine istismara uğramış kişilerin kendince sebepleri ile anlatamadıkları gerçeğini bir bir ortaya koymuştur. Bu istismarcıların ise yine yöneticiler tarafından bir şekilde gizlenerek hiç bir şey olmamış gibi insanlara hayatın çok güzel olduğunu aşıladıklarını gösteren bir flimdi. Yine dini açıdan bakıncada dindar olmanın doğruları ortaya koymak olduğu bilincinde olurken yine din görevlilerinin kendi hatalarını görmezden gelmeleri bunu saklamaları ve yine bunların üstünü örterek kendilerince herşeyin kendileri tarafından çok güzel oldğunu söyledikleri yalanlarının da oldğunu bilmemiz gerektiğini söyleyebiliriz.
Hayat zor ve bu tarz insanlar içimizde ve bu insanlara karşı kendi çocuklarımızı nasıl koruyacağımızı halen bilemiyoruz. Birde bu tacizi işleyen kişilerin bu yaşam tarzlarını nasıl değişecekleri üzerine nasıl işlemler yapılması gerektiğine üzerine tedavi yöntemleri geliştirilmesi gerekiyor.
Bugün geçenlerde başıma geleni anlatıcam.
Antidepresanın yan etkilerini anlatıcam. Keyfim gayet yerindeydi gülüyordum o günden keyif alıyordum. Sonra telefonuma bir derste aldığım not mesaj olarak geldi ve dersten kötü bir not almıştım. Tabi bu derse iyi çalıştığım için hiç beklemediğim bir nottu sonrasında okula geçene kadar sürekli bu ders nasıl oldu diye düşündüm itirazlar dilekçeler hocanın bana kasıtlı yaptığı düşünceler aklımda beni düşüncelerle sürekli meşgul ediyor aynı zamanda da sinirlendiriyordu artık yürürken nefes alışverişim değişti heralde kalp ritmim arttı bilemiyorum ama bu seferde bi sinir boşalması gibi bir durum hissetmeye başladım sanki yere yığılıp kalacak gibi hissettim kendimi yürürken arada yavaşlayıp yine duraklayıp baş dönmemin durmasını boşalacak gibi olan sinirlerimin tekrar yerine gelmesini bekliyordum ve bu şekilde bi 6 7 sefer duraksayarak sınıfıma gittim tabi sınıfa girmeden bi yüzümü yıkadım bir çay aldım belki şeker düşmüştür dedim ve sınıfa bu şekilde girdim ve sıraya oturduğum andan itibaren artık hocaya odaklanmaaya çalıştım düşünmemi engeller sinirler yatışır dedim ve oturmanında dersinde etkisiyle sınıftaki ilk 20 dk sonrası artık kendime gelmeye başlıyor yüzüm gülüyordu. Bilmiyorum bu gibi zamaaanlaarda insanlardan uzak duruyorum sinirimin tavan yaptığında o günde böyle oldu ve yüzüm gülmeye başlayınca etrafımdakilerle sohbete tekrar başladım.
Bu noktada ilacın sakinleştirme amaçlı bize etki ederek bir an sinirlerin boşalmasını sağladığını tahmin ediyorum. Ama kesin birşey diyemiyorum buda benden böyle bir hatıra.
Bu sefer bir kız sevdalısı olarak gittim yanına, bir kız için bilgi aldım kendisinden nasıl davranılması gerektiği ne yapmam gerektiği yeni kızlarla tanışmam gerektiği ile ilgili bilgiler.
Yaklaşık 40 45 dk kadar konuştuk ve bu süre zarfında yine ben anlattım o cevapladı.
Bu sefer bu psikiyatriye başlamamda öncü olan bir kızla ilgili konuştuk çünkü ben o kızı halen seviyorum. Ama o beni sevmiyor anlaşılan yinede yaptığı hareketlerin sebebini ondan duymak isterdim. Sebebini sormak isterdim ancak bu sorguyu yapmanın doğru olmadığını şahsen doktorun söylemesiyle hesap sormak olduğu ve yazdığım yazıların taciz boyutunda olduğunu söyledi o yüzden de yine doktorun tavsiyesi üzerine bu koşuşturmayı kesin bıraktım ama içimdeki herşeyide bir blog açıp oraya yazdım ve oradan da sevdiğim kıza link olarak attım. Yani içimdeki herşeyi okumasını istedim. Fikirlerimi, nedenlerimi bilsin istedim. Bu sevgiden dolayı mı, kendimi kötü göstermeme çabası mı onu tam bilemiyorum ama kendimi rahat hissettirebilmek için bunları yapmam gerekiyordu ve yaptım.
Tabi doktorumuz yine ilaçlarımı yazdı 2 aylık bir ilaç stoğum daha oluştu. Ben halen daha psikolojik tedavi görmüyorum sadece ilaçlarla tedavi aşamasına kendimi yaklaştırıyorum. Bazı sebepler bittikten sonra bu tedaviye başlanılacağını söyledi o vakte kadar ben ilaçlarımı kullanmaya devam edeceğim.
Yorumlarınızla Bize Katkıda Bulunur Musunuz?
Bu arada artık fetniss ve havuz var hayatımda artık 2 spor girmiş durumda hayatıma bundan sonra zayıflama çabasına bunlarıda eklemiş bulunmaktayım.
Psikolojik ilaçlar halen kilo aldırmaya devam ediyor bu noktada abur cubur ürünlerini bir miktar azalttım ancak yinede kilo almaya devam ediyorum. Kendim bu kiloların verilmesi içinde yaz bitmeden bir çaba harcama planı yapmak istiyorum sonuçları önümüzdeki aylarda tekrardan yazarım. Bir sonraki görüşmemizi 2 ay sonraya verdi bakalım o zaman neler yapılacak ne teşhisleri konulacak nasıl bir tedavi sürecimiz olacak. Sağlıcakla kalın hoşçakalın.
Ali Expres'ten alacağınız ürünün adını SEARCH kısmından arıyorsunuz. Sonra gelen listeden üstünde SİPARİS kelimesi yazan yare tıklayarak Feeback ve Satışı yüksek şirketlerin en başta olduğunu göreceksiniz ardından ilk 3 şirkete bakıp Kargosürelerini ve fiyatlarını inceleyerek uygun gördüğünüz firmaya sipariş verebilirsiniz.
Neler yaptım.
10 dk koşu bandında koşu yaptım.
10 dk kollu koşu da sporumuza devam ettim.
20 mekik yapıldı.
20 ters mekik yapıldı.
Dambıl çalışmalarım.
4 kg'lık 25 kere
6.8..10 kg'lık olarak 12. 10.8.6.4 defa olarak çalışmalar yaptım.
Tekrardan
10dk koşu
20 mekik
20 ters mekik
Son
(Bugün bir büskividen bahsedicem. Çünkü gayet hoşuma gitti.
Lush peanut butter cookies olarak tabıtılan fıstıklı kurabiye.
A101'e gelmiş olan bu kurabiyelerden alıp tadına bakmak istedim çünkü herzaman yediğimiz büskivi kurabiyelerden farklı bir marka olarak karşıma çıkmıştı. Benimde herzaman yaptığım birşey olan farklı tatları tatma yeme hevesinden dolayı bunlarında tadına baktım ve ilk olarak fıstıklı kurabiyesini yedim çokta hoşuma gitti ve hemen bunu yazmam gerekiyor dedim. Büskivi kısmı yeterince hafif geldi bana ve kanaatimce ağızda dağılıyor da diyebilirim. Birde bademli kurabiyeyi andıran bir tadı vardı ki bizim gibi çocukluğunda bademli kurabiye yemiş kişiler bu tadı hiç unutmazlar sanırım. Bu tadıda hatırlattığı için evet lush fıstıklı kurabiyesi gayet güzel yapılmış ve fiyatıda gayet yerinde gördüm. Devamınıda bekleriz.
Bu arada üretici firma Venüs Bisküvi olarak Bursa'da üretim yaptığını belirterek firmanın bir Türk firması
Yazı
Bugün fitnessa 2. gidişimiz evet bugün fitnesta bir çalışma daha yaptık ama bu sefer hocaların olmayışından kaynaklı olarak yapacaklarımızı kendim belirledim aslında 1. girişimizin bir benzerini yaptık.
Neler yaptın derseniz.
10 dk 7 hızında yürüyüş yaptım
10 dk 10 zorluğunda bisiklette pedal çevirdik.
10 adet mekik çektim.
10 adet ters mekik çektim
Toplamda 40 adet parça parça ip atladım max 10 kere atlıyayım diye uraştım ve sanırım başardım ama genelde 6 7 yapıp takılıyordum ama ayna karşısında 10 yaptım.
10 dk kollu bisiklette 10 zorlukta bir koşu yaptık (DEĞİŞECEK MAKİNE İSMİ ÖĞRENİLİNCE)
Artık bacak geliştirmeyi bırakıp kol aletlerine geçiş yaptım ve 7 ayrı ağırlık sisteminde 10'ar kere kaldırma yaptık.
5 dk 10 hızında koşu yaptım
5 dk 7 hızında yürüyüş yaparak bu günlük fitness sporumuzu da sonlandırmış olduk.
Evet bugünde böyle bittirdik ve 3. girişimizde artık fitness hocası tarafından bir liste hazırlanacak ve bundan sonra bu listeye göre çalışmalar devam edilecek.
Bu arada bugün itibariyle kilolarımıda yazacağım ve bugünlük kilom;
97,400 kg olarak tartılmış oldum. Boyum 185cm belirtmek isterim
Bakalım ilerleyen tarihlerde nasıl bir kilo ve göbeğimiz olacak? Meraktayım.
Haydi herkes şimdi facebook fotoğrafına Türk bayrağı koysun fransa'da ki patlama ardından olduğu gibi, devletin yanında olsun bu işi devlet düşmanlarının yaptığı inancı olduğu için.
Bugün yine İstanbul'da sabahı bomba patlaması haberiyle başladık. İstanbul'da İstiklal caddesinde yine beyni yıkanmış orta yaşlı bir genç kendini patlattı. Ölü haberleri her saat artıyor ve belki hastaneye kaldırılan yaralılardan da ilerleyen günlerde ölüm haberi alacağız.
Bugün bir plan yapmıştık iki erkek arkadaş bir gezinti yapacaktık. Sözleşmiştik tamam dedik saat 13:00'da buluşuruz dedik. Ancak patlama haberini alan kimi insanlar gibi arkadaşın aileside yine tedbir amaçlı dışarı salmıyacaklarını bildirmiş arkadaşı ve bizim bilgi edinmek amaçlı yapılacak gezimizde sonraki tarihe ertelendi. İşte terör bize bunu veriyor bizi hayatta bir hapishanede yaşamaya mahküm ediyor. Bizlere haddinizi bilin diyor. Heran ölebilir, yaralanabilir, sakat kalabilirsiniz diyor.
Bu intihar bombacılarında beyni yıkanmış bir şekilde kendilerinden vazgeçerek, bu hayattan vazgeçerek sonrasında daha güzel bir yaşamı vaat edilerek kendilerini ölüme götürüyorlar. Bunu yaparkende terettüt etmiyorlar, belki biraz korkuyorlardır ama sonucunu bildikleri bu durumu kesin yapacak bir şekilde o bombaları vucutlarına sarıyorlar.
Sanıyorlar, öldüklerinde büyük bir dava için öldüklerini, öldüklerinde tarihe adlarını bir kahraman gibi yazılacağını ama bilmiyorlar kullanıldıklarını, bilmiyorlar aslında hayatlarının bu yola sokan insanlarca hiç bir değerinin olmadığını. Bizler onlar için yürüyen birer et parçası olduğumuzu düşünemiyorlar. Bu düşünme algısını her gün yaptıkları beyin yıkama operasyonu olan, sohbetlerde, toplantılarda, etkinliklerde sürekli her defasında beyinlere işliyorlar ve artık bu gerçek olmayan bir hak davası sanılan bu yola gönüllü birer insan olarak giriyorlar. Aslında yanılıyorlar, yaptıklarının yanlış olduğunu kavrayamadan kendilerini patlatıyorlar. Güzelim hayatlarını bir hiçlik uğruna feda ediyorlar.
.
Tabi başka boyutuda var belki tehdit edildiler siz kendinizi patlatmazsanız biz sizin ailenizi patlatırız diye, sevdiklerini katlederiz diye zor bir durum insan kendisi ile ailesi arasında tercih yapması birde aile sevgisi varsa o kişide kendini hiç umursamadan feda etmeye razı, yeterki ailesi sağ olsun. Yeter ki onların kılına zarar gelmesin. Zor iş böyle bizleri yanlış yollara sokmak için çalışan insanlarla beraber yaşamak, zor iş bu insanlardan uzakta hayat yaşamak.
Allah rahmet eylesin diyorum, ölenlere kandırılanlara kendini kurban olarak ortaya koyanlara, Allah gazabını eksik etmesin bu yola insanları sokanlara, beyinlerini yıkamak için çaba harcayanlara ve en başında da bu yola girmesinde önayak olan insanlara, aslında bu önayak olan insanlar bunları bulmak lazım o bombalara bunları bağlamak lazım ve sonrasında da gereğinin yapılması lazım bu ölen insanlara hiç üzülmeyen bu ...........larına.
Türkiye son yıllarda çok şey yaşadı bilmiyoruz bunu kimler tezgahlıyor. Bir tarafta devletin söylediği dış güçler, bir tarafta devletin korku yaratarak başta kalma efsaneleri hangisi doğru bilemiyoruz. Gerçekten de her zamanda bunu merak ediyoruz. Ama biliyoruz bunu organize edenlere sonu hiç hoş olmıyacak, yaptıklarının cezasını vakti geldiğinde çok ağır ödeyecekler.
Umarız daha ölüm olmaz, umarız insanlar mutlu mesut yaşar, diyerek bir tesellimiz olsa ama olmuyor. Ölümler son bulmuyor, insanlar mutlu mesut yaşayamıyor. Bırakın şikayetler etmeyi bırakın sövmeyi gelin sizde çalışın şu milletin mutluluğu için, bu üzüntülerin son bulması için. Yorumlarınızla Bize Katkıda Bulunur Musunuz?
Bugün ilk defa fetnesa gittim ve aslında bana pek uzak olmayan sporlar yaptık.
1. Gün
20 dk 6 hızında yürüyüş yapıldı
20 dk 10 zorluk seviyesinde bisiklete binildi.
20 dk ka kollu yürüyüş aletinde 10 seviye zorluğunda antremanımızı yaparak sonuçlandırdık.
Az biraz terlediğimi fark ettim. Ardından duşumu aldıktan sonra çıkışımızı salondan yaptık.
Bugünkü arkadaşların nişanlanma, evlenme muhabbetlerinden kaynaklı olarak aklıma takıldı. Bizlere din hocaları erken evlilik iyidir diye vaaz veriyorlar. Çocuklarınızın, yakınlarınızın evliliklerinde yardımcı olun diyorlar. Ancak erken evlilik yapmak, cinsel istekleri gidermek için iyi olsa da yüklenecek yükler için çok kötü olacağı gayet açık olduğunu düşünüyorum. Şimdi kendimce bir tez çıkarıcam birde buna anti bir tez çıkarıcam siz hangisine katılırsanız bu noktada nelerin eksik nelerin fazla olduğunu düşünüyorsanız yorum yazarak katılmanızı isterim.
Evliliği savunmak;
Evlilik bir erkek olarak söylüyorum. Gayet hoş bir durum erken evlilik daha hoş cinsellik deneyimini genç yaşta alıyorsunuz. Buda sizlere hayaller kurmayı, söylentilere kulak kabartmayı engelliyor.Erken evlilik bir sorumluluk sahibi sizi yapıyor.Hayat arkadaşınızlı daha erken tanışarak onunla büyüyorsunuz onunla en dinamik olduğunuz zamanı geçirerek hayatınızın gençlik yıllarını tüketiyorsunuz. Gençken evlenmek güzel size sevgisini veren birisine erkenden kavuşuyorsunuz. Sabah, öğle, akşam düşündüğünüz biri oluyor artık her zaman aklınızda, hayatınızda düşünmeye değer biri oluyor. İki beden bir kişi oluyorsunuz. Dert anlatabildiğiniz, kavga edebildiğiniz, gülebildiğiniz, ağlayabildiğiniz. Hep büyükler söylerde hayat arkadaşı olmak bunları gerektirir yaa. Artık evlilik gibi şey düşünmeyeceksiniz, kızlara bakıp farklı duygulara kapılmayacaksınız. Artık sadece yaşamaya, değerlerinizin peşine takılmaya artık hayatı gerçek anlamıyla yaşamaya başlamış olacaksınız artık bir birey oldunuzun farkına varacaksınız. Sorumluluklarınız sizi olgunlaştıracak, sevginiz sizi mutlu olmanız için sürekli tetikliyecek. Artık yaşlanma planları yapabileceksiniz. Erken evliliğin böylesi güzelliklerinin olduğunu görüyoruz.
Evliliğin karşı gelmek;
Evlilik bir erkek olarak söylüyorum. Erken evlilik hayatı yaşamadan, hayatı görmeden, doğru yanlışı daha bilmeden yapılmış erken bir evlilik insanı bitiren en büyük hatalardan biri. Düşünsenize hormonlarınız canlanmış bu canlılıkla sizde sürekli bir cinsellik oluşturuyor ve bunu giderme duygusu ile kendinizi evliliğe ityiyorsunuz. Tam olarak tanımadığınız bir kızla, hayatı görmeden planlar yapmadan. Sistemde aslında erken evlenilmesini istiyor bu sayede erken evliliklerde görüldüğü üzere çocuk sayısı her zaman daha fazla oluyor buda devletin ihtiyacı olduğu genç nüfusu kendi içinde halletmiş oluyor. Sistem işçilerin ve patronların olmasını istiyor ama her zaman işçi sayısı patron sayısından çok çok fazla olacağından bazı insanların patron olabilme imkanıda elinden alınması gerekiyor.
Düşünsenize evleniyorsunuz ve acemilikten ilk yıllarda çocuğunuz oluyor. Çocuğunuz var, bir eve bakıyorsunuz. Artık hayatı sürdürebilmek için kesinlikle çalışmalısınız. Bu noktada sistemin kurduğu tuzaklara takılıyoruz. Çünkü mecburuz aslında sistemin kurduğu tuzağa evlendiğimiz an başlıyoruz. Evlilik mecburi çalışmayı gerektiriyor, Bir öğretmenimizin deyişiyle "Amcanız Eczacıbaşı değilse mecbursunuz çalışmaya" derdi. Haklıydı da büyüklerden bizlere bir miras kalmadıysa kendimizi idame ettirecek sabit bir gelirimiz yoksa mecburen çalışmak zorundayız.
)
(Bugünkü yazım biraz tuhaf olabilir. Ama başımdan böyle bir olay geçtiği için anlatmak istiyorum. İstanbul Mecidiyeköy'de metrobüs durağına doğru yürüyordum. Sonrasında metrobüs yeraltı yaya geçidini kullanmak üzere merdivenlere yanaşırken sol tarafımda bir kız beni durdurdu ve metrobüse nasıl gidileceğini sordu. Metrobüs alt geçidinin ağzında bir bavulla bekliyor ve metrobüse nasıl gidilir onu soruyor. Neyse ilk olarak tarif etsemde bavulunu farkedince direk bavulunu ben tuttum dedim yardım olsun diye durağa kadar eşlik edeyim dedim.
Daha merdivenleri inerken onunla kısa sohbetimiz başladı Ben; Hayırdır öğrencimisiniz? Kız; Evet öğrenciyim. Ben;Geliyormusunuz, gidiyormusun? Kız; Yok bir arkadaşımdaydım onun yanından geliyorum. Kendi evime geçiyorum. Ben; He istanbul'dasınız yani, peki nerede okuyorsunuz? Kız;.................. Üniversitesinde hemşirelik okuyorum. Ben;Ne güzel bende ................. ümüversitesinde .......... okumaktayım.Nerede kalıyorsunuz. Kız;İstanbul Kadıköy'de kalıyorum. Ben;Ne güzel şimdi siz birde tek kalıyorsunuzdur. Kız;(Hafif gülümseme ile )Evet tek kalıyorum. Ben; Çok güzel.(Tabi bu durumlara alışık olmayan bana bir heyecan bastı, metrobüs durağına çıkarken son olarak)İsminizi öğrenebilir miyim? Kız; İsmim ...... Ben; Çok memnun oldum benimkide ........(Metrobüse çıktıktan sonra ben bir an telaşla bu kızın yanından gitmem gerektiğini anladım çünkü evine kadar eşlik etsem buyur gel diyebilme ihtimali olduğunu söyleyebilirim.Bu noktada çekimser olan ben direk )Ben sizin aksi yönünüzde gidiyorum. Görüşmek üzere hoşçakalın.
Diyerek yanından uzaklaştım açıkçası ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyorum ve bir tuhaflıkta bavulda sanki hiçbir şey yokmuşçasına hafifti ben o kısmınıda anlıyamadım. Bu kızın boyunun kısa olması, gözümde istediğim bir fiziğinin olmaması, benim bu noktada tecrübesiz olmam gibi sebeplerden ötürü yanında durmadan direk kaçtım. Ama eminim ki onunla Kadıköy'e geçecek olsaydım o zaman onun evine kadar gider evinede girebilirdim diye düşünüyorum. Unutmadan telefonumun da şarjı bitikti yani telefonunuda o yüzden istemedim birde biraz çekingenlik oluştu ikisi bir arada olunca olmadı. Gerçekten tuhaf olan bu durum beni bir basamak daha yukarı taşıdığını söyleyebilirim.
Bu olaydan sonrada muhabbet etmekten çekinmeyin diyorum ve ekliyorum keşke tekrar karşıma çıksa.
(Üniversiteye başladınız ve etrafınızda kimseyi tanımıyorsunuz. Bir köşede yalnızbaşınıza oturuyorsunuz. Bekliyorsunuz gelsin biri benimle tanışsın diye, ilk adımı siz atmaktan çekiniyorsunuz.
Bu noktada sizlere tavsiyelerim;
Kimseden çekinmeyin.
İnsanlarda ayrım yapmaksızın her bir öğrenci ile muhabbet edin.
Kızlar erkeklerden, erkekler kızlardan çekinmeyin. Tanıştınız diye ilersi olacak diye bir kural yok, unutmayın karşı cinste bir insan.
Derslere bir göz atarak girin ve derslerde hocanıza soru sormaktan çekinmeyin. Sonuçta sorularınıza cevap vermeleri için para alıyorlar. Yine sınıftaki diğer arkadaşlarınızdan çekinmeyin siz derslerden kalınca onlar geçip gidecek ve arkalarına bile bakmıyacaklar bu sebeple umursamayın.
Ders bazlı Whatsap gurupları kurun yöneticisi siz olun derslari çalışın ve gerekli notların paylaşımını burada sizler yapın.Bu ilk adımı sizin atmış olmanızdan dolayı size saygı duyulmasını sağlıyacaktır.
Arkadaş çevrenizde biraz parçalı gruplar oluşturabilirsiniz. Siz her öğrenci ile aranız iyi olabilir ancak birileri her öğrenci ile iyi olmak zorunda değil bu sebeple aynı ders için 2 3 farklı grupta kurabilirsiniz.
Hocalarınızı zorlayın onlar siz sormadığınız, istemediğiniz taktirde boş sınıfa ders anlatır gibi dersi işler ve giderler. Sizler okullarda öğrenci değil müşterisiniz unutmayın.
Haklarınızı bilin, okul yönetmeliğini ilk okula başladığınızda okuyun. Kuralları bilmek öğrenci işlerinde sizi başından defetmek için yalan söyleyebilen öğrenci işleri çalışanlarından korumuş olur. Yönetmeliği söyler ve direk hakkınızı istersiniz ve mecburen yapmak zorunda kalırlar.
Üniversiteyi gözünüzde büyütmeyin büyütülecek bir durum yok sadece bir şirkette çalışırmış gibi günü birlik derslerinize çalışın ve grup çalışmalarına destek olun rahatlıkla başarılı olursunuz. Grup çalışmaları sizleri daha büyük başarıya götürür bunuda unutmayın.
Hocalar kendilerini her daim haklı görmek ister bu sebeple hocaların yanlışlarını eksikliklerini onların hoşuna gidebilecek sözcüklerle açıklayın ki sizlerin söylediğiniz aksaklıklardan dolayı hatta teşekkür etsin.
Bugün Kocaeli'de Kebapçı Mehmet Usta'nın mekanına gitmek nasip oldu. Kocaeli'ye geldiyseniz buraya kesin uğramanız gerektiğini söyleyebilirim. Önünüze bir lavaş içerisinde getirilen kebap diğer garnütürler ile yanda sepette duran diğer lavaşların için parça parça koyarak ve yanında yayık ayranı ile gayet lezzetli bir menü çıkıyor. Tabi ardından da bir de künefe söyledinizmi tamamdır.
Yemeğinizi yedikten sonra tatlı ile yanında çayınızı yudumlayabilirsiniz.
Çayı açıkçası çok farklı bir tadının olduğunu söylemeden edemiyeceğim.Çayına ne katıyorlar merak ediyorum açıkçası, bilen varsa söylerseniz sevinirim.
Yemeğinizi yavaş yemenizi öneririm, müşterisi bol olan bir işletmede çayınızın keyfini çıkarmanıza pek vakit olmuyor. Kötü yönlerden bir yönü bu olsada gayet güzel bir mekan ve gayet güzel menüsü ile oradan mutlu ayrılacağınızı
Bu 3 videoyu tavsiye etti bana ve her dinleyişimde içindeki manalar beni ona daha çok bağladı. Eğer sizde bir kadın olarak erkek arkadaşınızı kendinize çekmek, aşık etmek istiyorsanız bu tarz müzikleri dinletebilirsiniz.
(Son 4 5 ayda 10 kilo alarak bünyede anormal değişim oluştu bu değişiminde bünyeye yan etkileri oldu tabikide bu yan etkiler sağ kaburga kemiği altında hafif ama sürekli bir ağrı ile kendini gösterdi.
Sonrasında bende rahatsız ettiği için iç hastalıklar bölümüne dahiliye bölümüne gittim. Orada 2 test yaptırdım 2 tüp kan alındı, 1 idrar tahlili yapıldı ve son olarakta ulturosonla karın bölgesi incelendi.
Bu testlerin sonunda yapılan teşhiste sağlık problemimin olmadığı ancak daha dengeli beslenerek ve spor yaparak günlerimizi geçirmemiz gerektiğini söyleyerek yanından ayrıldık.
Ara öğünlerde 2 çeviz 2 kayısı yemek yeterli olduğunu dile getirdi.
Rahatlatması adına 2 ilaç verdi. Bunlardan,
1. Pantpas 40mg (sabah aç karnı 1 tane)
2. Dicetel 50mg (sabah tok 1, akşam tok 1 tane) olarak tüketilmesi gerekmektedir.